Dünyada arz açığı kapanmayacak tek ürün zeytinyağı. Tüketim ile üretim arasında 400.000 tonluk açık var. Ancak Türkiye yalnızca 40.000 ton zeytinyağı ihraç ediyor.
Dünyada zeytinyağına olan talep artışına paralel olarak Türkiye’de de zeytincilik sektörüne yönelik yatırımlarda patlama yaşanıyor. Elinde sermaye bulunan çok sayıda girişimci, 1.000-2.000 dönüm gibi büyük alanlarda zeytin tarımı için harekete geçti.
Sektör yetkililerine göre, Türkiye’de üreticinin zeytin ağacı dikimine yönelmesi sevindirici bir gelişme. Ancak önümüze gelen fırsatı değerlendirebilmemiz için öncelikle doğru bir politika oluşturulması ve üreticilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Dünya zeytin ağacı varlığının yüzde 98’si Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında yer alıyor. Dünya’da üretilen yaklaşık 16 milyon ton "tane zeytinin" yüzde11,3’ü Türkiye’de üretiliyor. Zeytin tarımı, sanayisi ve ticaretiyle uğraşan aile sayısı ise 400.000. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nden (ZAE) yapılan açıklamalara göre, dünyada her yıl yaklaşık 2 milyon 850 bin ton zeytinyağı üretilirken, tüketim 3 milyon 250 bin tona kadar yükseliyor.
ZAE Müdürü Dr. Seyfi Özışık, en büyük zeytinyağı üreticisi ve ihracatçısı ülke olan İspanya’da yaşanan kuraklığın zeytinyağını daha değerli hale getirdiğini söylüyor: "Dünyada arz açığı kapanmayacak tek ürün zeytinyağı. Bugün tüketim ile üretim arasında 400.000 tonluk açık var. Türkiye, 40.000 ton zeytinyağı ihraç ediyor. Talep açığından yalnızca yüzde10 pay alsak dahi, ihracat kapasitemiz 2 katına çıkar."
Sektör temsilcilerinin dikkat çektiği bir diğer konu, ihraç edilen Türk zeytinyağının, farklı ülkelerin markaları ile pazara sunulması.
Öte yandan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yakın geçmişte Türkiye çapında başta üretici, ihracatçı, tüccar, birlik ve kooperatifler olmak üzere zeytin ile ilgili tüm taraflarla görüşme yaparak bir rapor hazırladı. Bu raporda, Türkiye’nin AB üyeliği ile birlikte zeytinde karşılaşacağı tehditlere dikkat çekiliyor. Türkiye’de zeytin ağaçlarının büyük kısmı yaşlı ve düşük verimli. Yanlış bölgelerde yanlış dikim yapılıyor. Sürekliliği olan bir zeytinyağı politikası yok. Üretime sistemli bir destek verilmiyor. Bu durum planlama yapılmasını engelliyor.
Sektörün geliştirilmesi için zararlılarla mücadele, çiftçilerin eğitimi ve stoklama koşullarının iyileştirilmesi gibi önlemler uygulanmasına ihtiyaç duyuluyor. 5 yıl içinde ağaç sayısının en az 150 milyon adede çıkması gerektiğine dikkat çekiliyor. Bunun için şimdiden proje üretmek gerekiyor. Türkiye’nin Uluslararası Zeytinyağı Konseyi üyeliğinin yeniden gerçekleşmesi de bir diğer önemli nokta. Aksi durumda Türkiye AB’nin kota sınırlaması nedeniyle potansiyelini hiçbir zaman kullanamayacak. Gerekli önlemler alındığında Türkiye’nin zeytinyağı ihracatının toplam değerinin 1.5 milyar doları aşması bekleniyor.
Rapor, Türkiye tablosu karşısında AB’nin zeytinyağı üreticilerine verdiği destekleri de çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor: AB’de kayıtlı 2.8 milyon zeytinyağı üreticisi var. Bunlardan 2.2 milyonu her yıl üretim yardımı alıyor. Üretim için her yıl AB bütçesinden 2.2-2.5 milyar euro ayrılıyor. Bu tutarın yaklaşık yüzde 90’ı üretim yardımlarına ayrılıyor. Bunun yanında üretim için her yıl bir hedef fiyat belirleniyor. Hedef fiyatla piyasa fiyatları arasında fark oluşursa üreticiye prim olarak ödeniyor. Arz fazlası yaşanan dönemlerde üreticiye stoklama yardımı da veriliyor. Örneğin verilen son yardımın tutarı ton başına 1.22 euro oldu. Zeytinyağı üretiminin kalitesini geliştirmek için zirai ve sınai önlemler içeren programlara her yıl yaklaşık 30 milyon euro ayrılıyor. AB zeytinyağı sektöründe faaliyet gösteren üretici birliklerini de unutmuyor. Bunların idari ve teknik masraflarının karşılanması için yılda 30 milyon euro tahsis ediliyor.
Yanlış Politika Üreticiyi Sofra Zeytinine Yönlendiriyor
Türkiye’nin hatalı politikalarından biri olarak gösterilen bir diğer konu da "yağlık zeytin yerine sofralık fidan dikimi yapılması". Her yıl dikilen 10 milyon fidanın yalnızca yüzde 5’ini yağlık zeytin fidanı oluşturuyor. Üstelik sofralık zeytin dikiminde bölgesel iklim özellikleri göz ardı edildiği için düşük randıman alınıyor. Uzmanlara göre sorun yanlış destekleme politikaları yüzünden üreticilerin kısa dönemde gelir için pazar talebi yüksek olan Gemlik sofralık ekimine yönelmesi. Bunun en önemli nedeni yaklaşık 10 yıldır zeytin fidan dikimine İl Özel İdareleri kanalıyla destek ödemesi yapılması. Fidan bedelinin yüzde 70’i hatta bazen yüzde 100’ü devletçe karşılanıyor. Amaç zeytinyağı üretimini artırmak olarak görünüyor. Ancak destekleme yağlık-sofralık ayrımı konmadan yapılıyor. Bu da üreticileri kilo başı 1 YTL kazandıran yağlık yerine 4 YTL kazanç getiren sofralık zeytine teşvik ediyor. Sonuç olarak gelecek 10 yılda Türkiye’nin dünya yağ lideri olması gerektiğinden söz edilirken, önüne, "sofralık" engeli çıkıyor.
Her Zeytin Her Bölgeye Uymaz
Türkiye’de zeytinciliğin tür seçiminde yaşadığı kararsızlık, üretim bölgeleri seçiminde de yaşanıyor. Sektör yetkilileri iklim özelliklerine uygun üretim planlaması yapılmadan zeytinciliğin gelişemeyeceğine dikkat çekiyor. Desteklemelerin de etkisiyle son 5 yıldır zeytin tarımına yatırımların arttığını belirten yetkilikler, girişimcileri yatırım bölgelerine uygun fidan seçmeleri konusunda da uyarıyor. Örneğin kurak bölgelerin Ayvalık türüne yönelmesi, Marmara Bölgesi’ndeki üreticilerin ise mayıs-eylül arasında yüksek nem isteyen Gemlik türünü tercih etmesi gerekiyor. Ancak kurak bölgeler dahil her yerde Gemlik türü üretim hakim. Bu durum randıman kaybına ve meyve tanelerinin küçük kalmasına yol açıyor.
Zeytinyağı İhracatına Vergi Engeli
Bir diğer sorun da Türkiye’nin ihraç zeytinyağında yüzde 100’e yakın oranda Gümrük Vergisi ödemek zorunda kalması. Bu nedenle pazarı genişletmek mümkün olmuyor. Örneğin AB, zeytinyağına litrede 1.5 euro "telafi edici gümrük vergisi" uyguluyor. Sektör uygulamanın gerekçesini bilmediği gibi, uygulama Gümrük Birliği’ne de aykırı. AB, üye ülkeleri olan İtalya, İspanya ve Yunanistan’ı korumak adına Türkiye’ye vergi uyguluyor. Vergi engelinin kaldırılması halinde dev bir pazar olan AB pazarına zeytinyağı ihracatının 2 kat artması bekleniyor.
Doğru Zeytin Üretimi Nasıl Yapılır?
Zeytin genellikle ılıman iklimden hoşlanıyor. Çok kurak ve çok sulak yerleri sevmiyor. Kalkerli, kumlu, derin ve besin maddelerince zengin toprakları seviyor. Fakir topraklarda yeterli bir gübreleme mümkün değilse, aralık ve mesafeleri fazla tutma yöntemiyle ekonomik bir zeytincilik yapmak mümkün oluyor.
Taban altı suyunun yüzeye çok yakın olduğu veya kışın uzun süre su altında kalan yerlerde gerekli önlemler (drenaj kanalları, derin işleme ile toprak altındaki geçirimsiz tabakanın kırılması vs.) alınmadığı taktirde zeytincilik yapılması mümkün olmuyor.
Fidan Dikiminden Önce Toprak İşlenmeli
Dikimden önceki sonbaharda, toprağın derince işlenerek, hastalık ve zararlılar yönünden incelenmesi en önemli kriterlerden biri. İklim, toprak, dikim şekillerine ve yetiştirme amacına göre fidanlara verilecek aralık ve mesafeler değişebilir. Fidan çukurları toprak özelliklerine göre değişen genişlik ve derinlikte açılmalı. Zeytin çeşidi ve ağaç özelliklerine göre dikim mesafeleri var. Genel olarak kare dikim kültürel işlemlerin daha kolay yapılmasını kolaylaştırdığından tercih edilmeli. Zeytin fidanı araziye dikiminden itibaren 4-5 yıl sonra ürün vermeye başlıyor, maksimum seviyesine 8-10 yaşında ulaşıyor.
Hasat Yöntemleri
Hasat yöntemi bölge halkının sosyo-ekonomik koşulları, çeşit özellikleri, ağaç ölçüleri gibi faktörlere bağlı olarak farklılık gösteriyor. Yöntemler genel olarak 3’e ayrılıyor.
Yerden Toplama: Bu yöntemde fizyolojik olarak olgunlaşan ve ağaç dibine düşen zeytinler yerden elle toplanıyor. Bu yöntemle toplanan zeytinlerin sofralık değerleri düşük, daha ziyade yağa işleniyorlar. Fakat yağa işlenseler bile yere düşerken oluşan yara, bere ve çizikler yağın kalitesini düşürüyor.
Doğrudan Ağaç Üzerinden Toplama: Kalitesi açısından hemen hemen en iyi toplama şekli. Olgunlaşan zeytinler elle sıyrılarak toplanıyor. Bu şekilde toplanan zeytinler hem sofralık hem yağlık olarak değerlendirme açısından kalite özelliklerini koruyor.
Sırıkla Silkeleyerek Toplama: Bu yöntemde olgunlaşan zeytinler sırıklar vasıtasıyla çırpılarak dökülüp toplanıyor. En yaygın hasat yöntemi olarak biliniyor. Fakat hasat sırasında meyvenin ve ağacın göreceği zarardan dolayı tavsiye edilmiyor.
Sektör Temsilcilerine Göre Üretimde Sorunların Çözümü İçin Neler Gerekiyor?
> Zeytin ve zeytinyağına yönelik, belirli hedefleri olan ve süreklilik arz eden politikalar izlenmeli. Özellikle AB’nin zeytin ve zeytinyağı politikası iyi irdelenmeli.
> Mevcut yaşlı zeytin ağaçlarının gençleştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı, yeni zeytin fidanı dikimini özendirici ve teşvik edici tedbirler alınmalı.
> Kalite ve verimi olumsuz yönde etkileyen zeytin sineğine karşı ilaçlama her yıl düzenli olarak yapılmalı.
> Devlet ilaçlama için kaynak ayırmalı.
> Sırıkla hasat önlenmeli, ağaçların boyları kısaltılmalı, "hasatın var olduğu" yıllarda hasat geç tarihlere (nisan) bırakılmamalı. Bu konularda üreticilere yönelik bilgilendirme çalışmaları yoğunlaştırılmalı.
> Zeytinyağının, Türk markası ile dünya piyasalarında hak ettiği yeri alması için kutulu zeytinyağı ihracatında ton başına verilen teşvik devam etmeli. Tüketimin yoğun olduğu ülkelerde (örneğin Amerika) reklam kampanyaları düzenlenmeli.
> Türkiye’de de zeytinyağı tüketimini arttırmaya yönelik tanıtım ve reklam kampanyaları sürdürülmeli.
> Bu çalışmalarda, zeytinin sağlık açısından yararları vurgulanmalı ve genç nüfus hedef kitle olarak alınmalı.
> Özellikle "üretimin var yıllarında", arz fazlası zeytinyağının sağlıklı koşullarda depolanması ve piyasaya düzenli ürün arzını teminen stok kurumu oluşturulmalı.
> Dünya piyasalarında tüketim kaliteye ve özellikle doğal şartlarda üretilmiş olan zeytinyağına yöneliyor.
> Üreticiler mevcut pazarlarını kaybetmemek ve ihracatlarını arttırmak için bu gelişimi dikkate almalı.
> Zeytin alanlarının arttırılması için fidan dağıtımına devam edilmeli, özel sektör yatırımları özendirilmeli.
Girişimcilere Tavsiyeler
> Zeytinciliğe yatırım yapmak isteyen girişimciler, yatırıma başlamadan önce hangi bölgede, hangi arazi yapısında, hangi çeşitle, nasıl bir zeytin yatırımı yapacağını öğrenmeli.
> Bu bilgiler ışığında uygun yer seçiminin ardından, arazinin toprak analizi yaptırılmalı, doğru ve sertifikalı zeytin fidanları temin edilmeli ve bu fidanlar tekniğine uygun dikilmeli.
> Modern tarım teknikleri uygulanmalı. Bu işlerin zamanında ve yeterince yapılması durumunda, zeytin ağaçları daha erken ürün veriyor. Özellikle büyük miktarda yatırım yapacak olan girişimcilerin mutlaka profesyonel anlamda destek almaları gerekiyor.
> Zeytinde fidan seçimi mutlaka bölgeye göre yapılmalı, her bölgenin kendine has çeşitleri olduğu unutulmamalı.
|